Перевод: с французского на турецкий

с турецкого на французский

küçük bir ev

См. также в других словарях:

  • küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir bardak suda fırtına koparmak — önemsiz, küçük bir sorunu büyütmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçük — is. 1. İt balası. Küçüyü qovmaq. Küçüyü yedirtmək. 2. Uşaq, bala mənasında (yüngül söyüş kimi işlənir). Küçüyün biri. – <Rəhim xan:> Amma məni heç bir şey yandırmırdı, o balaca küçük Nadirin öyünməsi. C. C.. <Hacı Manaf:> Axtar,… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • bir çiçekle bahar (veya yaz) olmaz — 1) küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz anlamında kullanılan bir söz 2) çapkın kimseler için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir fincan (veya bir acı) kahvenin kırk yıl hatırı vardır — iyilik küçük de olsa unutulmaz anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçük burjuva — is. Gelir düzeyi düşük şehirli halk Nihat Bey sürekli yükselmek isteğiyle yanıp tutuşan, alaturka bir küçük burjuvadır. S. İleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçük önerme — is., fel., man. Bir tasımda, küçük terimi taşıyan öncül, minör …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçük ünlü uyumu — is., dbl. Türkçe bir kelimede düz ünlülerden (a, e, ı, i) sonra düz ünlülerin, yuvarlak ünlülerden (o, ö, u, ü) sonra dar yuvarlak (u, ü) veya düz geniş (a, e) ünlülerin gelmesi, küçük sesli uyumu: Evler. Etek. Salkımlar. Ördek, Okul, Sucuların… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • küçük dağları ben yarattım demek — çok böbürlenmek, kibirlenmek Aslarda o küçük dağları ben yarattım diyen heybet ... varken ... o güdük, o boynu bükük konçinalar onlara bir türlü el kaldıramıyorlar. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir damla — sf. 1) Çok az Bir damla olsun su yok. 2) Çok küçük (çocuk) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir parmak — sf., ğı 1) Parmak ucuyla alınan miktarda 2) Çok küçük (çocuk) Bir parmak şeye karşı bu kadar insafsız olmayın. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»